Eski Kol Saatlerine Ne Denir?
Bir sabah, Instagram’da dolaşırken eski bir kol saati gördüm. Hani şu metal bilezikli, biraz paslanmış, zamanın izlerini taşıyan türlerden. Kafamda beliren ilk düşünce: “Bu saat, yıllar önce hayatımda bir yere düşüp sonra kaybolmuş olan bir şey gibi.” Ya da “Bu saat, dedemin zamanında ne kadar havalıymış.” Neyse, kafamda bir sürü soru dolanırken, bir yandan da gözümde bir çınlama başladı: “Eski kol saatlerine ne denir?”
Yani, bu saatler gerçekten sadece ‘eski’ mi? Hadi gelin, hep beraber bu gizemi çözelim.
Eski Kol Saatleri: Birer Zaman Makinesi mi?
İlk olarak, eski kol saatleri hakkında düşündüğümde, hemen aklıma gelen şeylerden biri şu: Zaman, bu saatlerle adeta bir arada yaşamış gibi. Ya da belki de zamanı o kadar çok hissetmişiz ki, bir şekilde o saatlerle bütünleşmişiz. Şu eski kol saatleri, zamanın arkasına gizlenmiş “nostalji bombaları” gibi. Kendi zaman dilimlerinden sıyrılıp, bizimle bir yolculuğa çıkmak istiyorlar sanki. “Gel, seninle eskiye gidelim, bir çay içelim” diyen, ama zaten çalışmayan bir saatin sessiz çağrısı…
Ama nedir bu eski kol saatlerine ne denir sorusunun cevabı? Çeşitli şekillerde adlandırabiliriz, değil mi? Kimisi ‘retro’ der, kimisi ‘vintage’ der. Kimisi de – mesela ben – “Ahh, bu saat kesin dede saati” derim. Her birinin kendine has bir hikayesi var.
“Dede Saati” – Gençlerin Bunu Sevdiklerine Söylediği Bir Terim
Daha önce de söyledim, “dede saati” tam olarak ne demek? Şu eski, bakıra batmış, metal zinciriyle taşıdığı ağırlıkla bile belini ağrıtan saatler. Eski kol saatlerine ne denir sorusunun en kolay cevabı bu: “Dede saati.” Gerçekten de, bu saatler bir yandan nostaljik bir değer taşırken, diğer yandan da bir “geçmişin hayali” gibi insanın zihninde dönüp duruyor.
Çekmecede Bir Yığın Saat: “Nostalji Kırılganlığı”
Ama gerçek şu ki, herkesin elinde duran eski kol saatleri aslında bir “nostalji kırılganlığı” taşıyor. Ne zaman birine eski saat taksam, genellikle şöyle bir soru gelir: “Bu saat, vintage değil mi?” O an kafamda çalar bir alarm: “Nostalji tam olarak ne zaman gerçek olur? Yani, ben 2000’lerin başında doğdum, eski diyemem ama buna. Kısacası, benim eski saatim mi var, yoksa dedemin eski saatimi?” Zaman ne kadar geçerse geçsin, dedeminki her zaman “gerçek” eski kalacak gibi geliyor.
“Tarihe Tanıklık Ediyorlar” – Herkes Bir Söz Söyler
Tabii, eski kol saatlerine sadece ‘dede saati’ demek de yetmez. Kimileri, onları “tarihe tanıklık eden küçük makinalar” olarak tanımlar. Tuhaf bir şekilde, saatlerin her biri bir hikayeye, bir döneme, bir iz bırakmaya çalışıyormuş gibi hissediyorum. Bir tanıdığımın eskiden annesinin taşıdığı saati var mesela. Hala en köşe masada duruyor. Her ne kadar saatin pili bitmiş olsa da, bu saat bana sanki ‘geçmişin anılarına’ dair bir tutku gibi geliyor. Tıpkı o eski plaklar gibi. Zamanını bulamamış, ama öylece duruyor.
Benim eski saati her taktığımda, o saat beni başka bir zamana götürüyor gibi hissediyorum. Hani şu 80’lerin filmindeki, o gözlüklü, çirkin ama bir şekilde komik çocuk tipi var ya? İşte, ben de kendimi o şekilde hissediyorum. Geçmişe bir köprü kuruyorum, ama bir yandan da günümüze “yetişmeye” çalışıyorum. Bir nevi zaman yolculuğu!
Saatin İçinde Çalışan Robotlar
Bir de şu var: Eski saatlerde aslında “robot” gibi çalışan sistemler vardı. Bazen açar bakardım, içi minicik dişlilerle dolu, sanki bunlar bir tür minik robotlar gibi! “Ya bir saniye,” diye düşünüyordum, “bunu bulan adam bir tür ‘robot’ yapmayı hedefliyordu ama nasıl böyle minik dişlilerle zaman yakalayabiliyor?” Gerçekten bir zamanlar mekanik saatler, birer makine gibi çalışıyordu ve bu durum beni hep etkilerdi. Sadece saat değil, o “dişli” sistemin çalışması bir sanat gibi gelir, ama bir yandan da korkutucu.
Eski Kol Saatlerine Ne Denir?
Şu an cevabımı verebilirim: Eski kol saatlerine ‘zamansız bir nostalji’ de denir. Çünkü gerçekten o saatler, yalnızca geçmişi hatırlatmakla kalmaz, bir tür zamanda yolculuk yapıyormuş gibi hissettirir. Her bir dişlinin dönerken “görünmeyen” bir şeyler taşıdığı kesin. Belki de “eski kol saatlerine ne denir?” sorusunun cevabını asıl bilmemiz gereken şey şu: Bu saatler geçmişin izlerini taşıyan minik zaman kutularıdır, ve bizim onlara verdiğimiz anlamla yaşarlar.
O yüzden sevgili dostlar, bir zamanlar amcalarınız ya da dedelerinizin taktığı o saatler, sadece birer aksesuar değil. Hem geçmişi hem de geleceği bize hatırlatan minik zaman kapsülleri. O saatlere ne denir? Bence, “zamana meydan okuyan efsanevi dostlar” denir.
Ve son olarak: Eğer eski bir kol saatiniz varsa, o saatin sesini dinleyin. Çünkü bazen, zamanın ta kendisi, o saatin içindeki sessiz tıklamalarda saklıdır.